Haberler

Kolejler ideolojilere hizmet etmemeli

24 Ağustos 2016

Kolejler ideolojilere hizmet etmemeli

Hasan Cahit Koç, kolejlerin siyasi ideolojiye hizmet eden yerler olmaması gerektiğini, milli ve manevi değerler çerçevesinde akademik eğitim veren yerler olması gerektiğini ifade etti

Pema Koleji Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Cahit Koç, kolejlerin siyasi ideolojiye hizmet eden yerler olmaması gerektiğini, milli ve manevi değerler çerçevesinde akademik eğitim veren yerler olması gerektiğini ifade etti

Dershanecilikteki tecrübelerini özel okul sektörüne aktaran Pema ekibi, profesyonel kadrosu, fiziki şartları son derece yüksek okul binalarında eğitim hayatlarına devam ediyor.  Pema Koleji Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Cahit Koç, dergimize özel eğitim sektörüyle alakalı açıklamalarda bulundu.  Özel eğitim sektörüne giriş süreçlerinden bahseden Koç, “Özel sektörde eğitim verdikten sonra kendi dershanemizi kurduk. Pem Dershaneleri olarak sektöre başladık. Sonrasında dershanelerin kapanma süreci başladı ve bu süreç başladıktan sonra o gün biz bugün ki fotoğrafı gördük. Çünkü bununla ilgili o günlerde dershaneci arkadaşlarla görüş alışverişinde bulunduktan sonra bu olayı bildiğimiz için 10 tane de dershanemiz olsa kapatılmasını istedik, böyle olması daha hayırlı olacağını düşünmüştük. Biz dershanecilikte iyiysek işimizi iyi yapıyorsak okulda olsak bu işi iyi yapacağımız anlamı taşır yeter ki işimizi yapalım, sonu hayır olacaksa biz bu işe varız dedik. Sektör olarak okulculuk sektörüne girdik. Geçmişte yaptıklarımız hem öğrencilerimiz için hem de velilerimiz için bir ölçüt oluyor.

BİNAMIZI YOKKEN KAYITLARIMIZI DOLDURDUK

Ve şuan ki okulumuzun binası yerinde yokken biz kayıtlarımızın yüzde 90’ını tamamlamıştık. Kayıt yaptıran velilerimiz sahi siz okulu nereye yaptıracaksınız diye de sormuştu. Belki şuan mimari olarak ince ince hesaplanmış bir okul olsa da dediğimiz gibi geçmişte yaptığımız işler bunları sorgulatmadı. Dışarıdan bakıldığı zaman ilk planda bina öğrenci ve velileri cezbediyor olabilir ama bizim öğrencilerimiz bu binayı görmeden kayıt oldular. Tabii ki SBS’de beşinci ve altıncı sınıftan beri emek verdiğimiz öğrenciler lise sona geldiklerinde de okul olarak bizi tercih ettiler. Bu senenin sonunda da bizi çok onure eden mutlu eden sonuçlar aldılar. YGS’DE 448 gibi bir ortalama puan yakaladık fen liselerinde. Üniversite sınav sonuçlarına göre de her üç öğrenciden birisi Tıp Fakültesi kazanacak derecede bir puan yakaladı. 8 tane Hacettepe Tıp, iki tanesi İngilizce, 8 tane Boğaziçi Üniversitesi bunlar elektrik elektronik bilgisayar mühendislikleri işleme bölümleri özellikle biz tıp fakültesi kazandırdık ama tıpın kötüsü olmaz bide ücretli kısımları var ama bizim kazandırdıklarımız devlet üniversiteleri oldu. İlk 100’de 5, ilk binde 20 öğrencimiz var. Öğrencilerimizin nitelikli yerleri tercih etmesini sağladık. Onlar bizi bu şartlarda tercih ettiği için bizde bir yıl boyunca tüm kadrolarımız ile mükemmel bir performans gösterdik. Öğrencileri hakettiği yere taşıdık. Konya ile başarılarımızı paylaşmayı seviyoruz. Çünkü Konyamız bunu özledi akademik başarıları önemsiyor.
OKULLAR İDEOLOJİYE MÜDAHALE ETMEMELİ

Okulların ideolojik anlamda öğrencilere müdahale etmemesi gerektiğini, akademik eğitim çalışmaları yürütmesi gerektiğini ifade eden Koç, “Okullar genel olarak siyasi bir enjekteye girmemeli. Yani siyaset üstü gençler, özgür düşünebilen öğrenciler ve vatanını milletini sevene öğrenciler yetiştirmeli. Manevi değerlere saygılı ve bu bilinçle yetişmiş öğrenci yetiştirmeli. Daha çok ileride bize hizmet etsin aklını cebine koyan bir nesil değil de sağına soluna bakmadan ben buradayım diye bilecek bir nesil yetiştirmeliyiz. Onun için biz bunun biraz daha ön plana çıkacağı bir okul olduk. Benim en çok istediğim şey şu bizim çocuklarımız eğitimlerini alsınlar ama ne olursa olsun geri her anlamda ülkemize dönsünler. Bir yerlerde kalmasınlar başka insanlara hizmet etmesinler ülkemize hizmet etsinler. Okulumuzun birinci kuruluş amacı bir benliği olan bir çizgisi olan durduğu zaman bu Pema öğrencisi desinler istedik. Bununla beraber gelen akademik başarılarda bizi daha çok mutlu hale getirdi” ifadelerini kullandı. 

Eğitimci ve öğrenci sayılarından da bahseden Koç, “Okulumuzda şuan 170’e yakın öğretmenimiz var. Yaklaşık 200 civarında de çalışanımız. Yaklaşık olarak öğrenci sayımızda ise 1900’e geldik. Tabi kayıtlarımız Mart ayı sonlarına doğru maksimuma yaklaştı. 9. sınıfları da bu ağustos ayı içerisinde tamamladık. Fen lisesi taban puanını 493’de bıraktık ve Anadolu lisesi için 450 taban puan oluşturduk. Yani her gelen buraya paramla kayıt olurumla gelemedi. Bu çok doğru bir yaklaşım değil. Belli bir puan yakalayan öğrenci üzerinde bizim işleme kabiliyetimizi yapmamızı arttırır” dedi.  

DERSHANE MODUYLA ÖĞRENCİLERİMİZİ MAHVETTİK
Koç, “2008 yılında dershane kurarken zor bir durumda kurduk. Krizler vardı. Teyetlerin geçtiği zamanlardı. O zaman etrafımızdakiler bu süreçte yatırım yapılmaz demişlerdi.  Ben bir işe başlarken bu işten kazanırım ve ya kaybederim diye işe başlamadım. Bir işi çok iyi yaparsanız o konuda bir sıkıntı yaşamazsınız. Babamın bir sözü vardır; ‘ne yaparsan yap en iyisi yap mutlaka kıymet bulursun’ diye. Disiplinli bir dershane olsun istedik ve ilk yaz kursunda 13 öğrencinin kaydını silmek zorunda kaldık. Fakat o duruş gerçekten bu dershaneye birşeyler yapmak için gelindiğini gösterdi. Hedefi olan öğrencileri aldık ve bu yedi yıl boyunca da devam etti. Okulda da aynı süreç oldu. Çok büyük deformasyon var ve çocuklar kolej deyince dizilerde ki beklentiye de giriyor. Disiplin esastır ve biz bundan vazgeçmedik. Aile ile diyaloga gireriz bazı durumlarda ve derler ki ben evden sen buradan takibimizi iyi yapalım diyorlarsa biz sonuna kadar gideriz. Bazı veliler ile çocuğunun arkasında duruyor ve çocuğunu hatalı olarak görmüyor. Bu durum da o zaman bu kurumda kalamayacağını söylüyoruz. Disiplin bizim için esastır ve birbirlerini iyiye sevk eden öğrencilerimiz olsun istiyoruz. Birbirlerini kötülükten alıkoyan lider ruhlu öğrenciler yetişsin istiyoruz. Amaçsız herşeye espiri yapma çabasında olan bir nesil istemiyoruz. Bu vatanı daha iyi yerlere taşıyacak bu millete iyi bir birey olacak bir nesil hayal ediyoruz ve buna ayak uyduracak gençlerle yolumuza devam ediyoruz. Pem Dershanesi’nde tabi dershanecilik süresini ele alırsak benim rahatsız olduğum bir işti açıkçası. İhtiyaçmış gibi çıktı ve sonradan gerçekten ihtiyaç haline geldi. Çünkü dershane öğretmeni daha pratik çözdü daha kolay yoldan halletti. Okulda ki öğretmenlerin daha önüne geçti. Not problemi de yok. Çocukları daha rahat kurdu. Zamanla da maalesef okulda ki öğretmende git dershanede öğren moduna girdi. Bu biraz öğretmenin geriye yaslanmasına sebep oldu. Bunun bize toplum olarak ne zararı var derseniz saat dörde beşe kadar okullar var beşten sonra dershaneler var akşam sekize dokuza kadar bunların ek soru çözüm saatleri de sayılırsa geceleri buluyordu. Çocuk 40 saat okulda 20 saatte dershanede 60 saat ders dinliyor ve eve gidip uyuyor. Ve biz böylelikle dershane marifetiyle çocuk ve aile bağlarını noktasını mahvettik. Çocuklar iş merkezlerinin her hangi bir katında gece yarılarına kadar ders gördü. Ankara gibi yerlerde ise birahanelerin altında ders görmek zorunda kaldı ve başka yönlere sevkoldu. Çocuklarımızda isteyen istediği gibi hükmetti. Ailenin akşam yemeklerinde ailesiyle birlikte yemek yemesi çok önemli ve bende buna çok dikkat eden birisiyim. Haftasonu en azından bir gün beraber geçirilmesi lazım ve en azından bu neslin bize benzemesi lazım. Onun için dershaneciliği sektör olarak çok tasvip eden birisi olmadım. Doğru olan artık devletin ve bizlerin açtığı okullardır.  Sınırları olan güvenliği olan alanlarda yapılmalıdır. Yoksa gerçekten çocuklarımıza yeniden yazık olur. Dershaneciliğin bitmesine feryad edilmesi ise anlamsız. Elimde ki işten oluyorum demek anlamsız. Feryad edenlerinde altından muhakkak başka şeyler çıkıyor. Aslında devlet bu konuda kimseyi madur etmedi ve dönüşüme giderek bizlere teşvikler verdi. Dershanecilik olarak düşünürsek bu süreçten sonra on tane de kurumum olsa kapatılsın dedim. Ülkemizin kazanması her daim birinci sırada. Çeşitli baskılar ile dershaneciliğin tekrar kazandırılmasını çok doğru bulmuyorum. Yatırımları onlarda okulculuk olarak onlarda yapabilirler ve biz rekabeti seviyoruz keşke Konya’ya on tane daha okul açılsın. Her açılan okulda bu çitayı daha yukarıya taşısın. Konya iki yıl evvel 47 sıradayken ilk 20 ye girdi ve bu canlanmanın devamını istiyoruz. Konya için bu durumları olumlu buluyorum. Örnek olarak diğer yerlerde birçok kolej gezdik ecnebi okulları da gezdik eğitim anlayışlarını gözden geçirdik. Bizim çocuklarımız her alanda iyi olmaları lazım. Bizlerde bu sene sportif alanda Konya şampiyonu olduk kız voleybolda. bölge maçlarında ise yarı finale yükseldik. Erkek voleybol takımında ise ikinci lige yükseldik. Tabii ki aslında bu maçlarda final oynayabilirdik ama yarı finalde Beşiktaş’a elendik. Bu sene şampiyon olmak istiyoruz. Yüzmede satrançta grup birincilikleri alıyoruz. Tabi bunun yanı sıra çocuklarımız enstrümanda çalmalı iyi bir dilde bilmeli. Akademik başarı zaten bizim bildiğim iş. Tabii ki bize şu da söylendi onlar dershaneci okulculuk bambaşka bir sektör. Özel okullara da bu bağlamda güzel mesajlar verdik. Ve bizim yaptıklarımızı duyan öğrenciler kendi okullarına da bu taleplerde bulundu. Yani böylelikle anormal güzel çalışmalar oldu. Bütün kurumlar birbirine bakarak daha iyisini yapma çabasına girecekler. İvme kazandırmış olmak bizi mutlu ediyor. Öğrenci bir yerde gördüğünü duyduğunu ister. Bu güzel bir rekabet ve bundan güzel şeyler çıkıyor. Olumsuz konuşmak yerine daha iyisini yapayım demek daha iyidir. Artık öğrencilerimiz ve velilerimiz daha bilinçli. Kimin nasıl bir ders işlediğine kadar herkes herşeyi artık takip ediyor ve memnun olan yanındakine söylüyor memnun olmayan şikayetlerini dile getiriyor. Onun için memnun etmek ve bunun pozitif yansıması çok önemli.  Eski öğrenci ve velilerimiz bizim reklamımızı bize kalmadan yapıyor ve bu durumda bizi mutlu ediyor” diye konuştu.

GÜLER YÜZLÜ EĞİTİMİN FARKI

Farklılıklarından da bahseden Koç, “Biz gerçekten işimize  bakıyoruz belki bu yüzden iyi yerdeyiz. Dershanecilik ve okulculuk olarak şu zamana kadar negatif bir tarafımız asla olmadı. Sektörün canlanması için birşeyler yapıyoruz. Ama bazı şartlar zorlayabilir rekabet zorlayabilir ama hiçbir zaman fiyatla yapmadık. Çalışanlarımıza her anlamda pozitif olarak yaklaştığımız için güleryüz üst seviyede oluyor. Karşılığında her türlü alıyoruz. Güler yüzümüzü genel olarak kuruma yaydığımız zaman herkes işini daha iyi yapıyor. Öğrencilerimiz burada hem şarj oluyor hem de deşarj oluyor” dedi.

FAHRİ ALTINOK-SAMİ KAYALAR / KONYA YENİGÜN

Tüm Haberler